Dil ve konuşma bozuklukları, bir kişinin iletişim kurma yeteneğini etkileyen bir dizi durumdur. Konuşma, dil veya her ikisinin bir kombinasyonunu etkileyebilirler.
Dil ve konuşma bozuklukları, beyin hasarı, sinir sistemi bozuklukları, genetik ve çevresel faktörler dahil olmak üzere çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir.
Dil ve konuşma bozukluklarının tedavisi, altta yatan nedene ve bozukluğun ciddiyetine bağlıdır.
1.Artikulasyon Bozukluğu
Artikülasyon bozukluğu, bir veya birden fazla sesin doğru şekilde üretilememesi veya telaffuz edilememesidir. Genellikle çocukluk yaş grubunda görülür. Bu durum, konuşmanın anlaşılmasını zorlaştırabilir ve iletişim problemlerine yol açabilir.
Artikülasyon Bozukluğunun Nedenleri
- Duyusal motor bozukluklar
- Dudak, damak veya diş eti gibi konuşma organlarında yapısal bozukluklar seslerin doğru şekilde üretilmesini engelleyebilir
- İşitme kaybı, seslerin doğru şekilde duyulmasını ve taklit edilmesini zorlaştırabilir
- Yetersiz dil stimülasyonu veya dil modeli eksikliği de artikulasyon bozukluğuna yol açabilir
Artikülasyon Bozukluğunun Belirtileri
- Seslerin atlanması, değiştirilmesi veya eklenmesi
- Seslerin belirsiz veya mırıldanır şekilde telaffuz edilmesi
- Konuşma hızının yavaş veya hızlı olması
- Kelimelerin veya cümlelerin tekrarlanması
- Burundan konuşma
Artikülasyon Bozukluğunun Tedavisi
Artikülasyon bozukluğunun tedavisi, altta yatan nedene ve bozukluğun şiddetine bağlıdır. Genel tedavi yaklaşımları şunlardır:
- Konuşma terapisi ile seslerin doğru şekilde üretilmesini öğretmek için çeşitli egzersizler ve teknikler kullanır.
- Duyusal motor terapi, konuşma organlarının koordinasyonunu ve kontrolünü geliştirmeye yardımcı olur.
- İşitme kaybı artikulasyon bozukluğuna neden oluyorsa, işitme cihazı veya implant kullanılabilir.
- Yapısal bozukluklar artikulasyon bozukluğuna neden oluyorsa, cerrahi müdahale gerekebilir.
2.Kekemelik
Kekemelik, konuşmanın akıcılığının bozulduğu bir konuşma bozukluğudur. Kekemelik yaşayan kişiler, konuşurken sesleri, heceleri veya kelimeleri tekrarlayabilir, uzatabilir veya bloke olabilirler. Kekemelik, konuşma sırasındaki duraklamalar, seslerin uzatılması veya tekrarlanması ile karakterize edilir. Bu konuşma bozukluğu kişinin iç yapısını, özgüveninin, hayata bakışını, kendine saygısını ve diğer insanlarla olan iletişimini olumsuz yönde etkileyebilir.
Kekemelik her yaştan insanı etkileyebilir, ancak en çok 2-5 yaş arası çocuklarda görülür. Kekemelik yaşayan çocukların %75-80’i ergenliğe kadar kendiliğinden iyileşir. Ancak bazı kişilerde kekemelik yetişkinliğe kadar devam edebilir.
Kekemeliğin Nedenleri
Kekemeliğin kesin nedeni bilinmemektedir. Genetik ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonundan kaynaklandığı düşünülmektedir. Kekemeliğin nedenlerini ortaya atmak için günümüzde ileri sürülen pek çok kuram vardır. Ancak bunların hiçbiri kekemeliğin nedeninin kesin ve net bir biçimde ortaya koyamamaktadır.
Kekemeliğin Belirtileri
- Seslerin, hecelerin veya kelimelerin tekrarlanması
- Seslerin uzatılması
- Konuşma sırasında duraklamalar
- Kelimeleri başlatmada zorluk
- Konuşmaktan kaçınma
- Kaygı ve utanç
Kekemeliğin Tedavisi
Kekemeliğin tedavisi yoktur, ancak çeşitli tedaviler kekemeliğin semptomlarını yönetmeye ve konuşmayı daha akıcı hale getirmeye yardımcı olabilir.
- Konuşma terapisi, kekemelik yaşayan kişilere daha akıcı konuşmayı öğretmek için kullanılan en yaygın tedavi yöntemidir
- Bazı durumlarda, kekemeliğin semptomlarını hafifletmek için ilaçlar kullanılabilir
- Destek grupları, kekemelik yaşayan kişiler için bilgi ve deneyimlerini paylaşabilecekleri bir ortam sağlayabilir
Kekemelik bir zihinsel veya duygusal bozukluk değildir; kişinin zekasını veya yeteneğini etkilemez. Ayrıca kekemelik bir kişinin sosyalleşmesini veya iletişim kurmasını engellemek zorunda değildir. Kekemelik yaşayan kişilere karşı sabırlı ve anlayışlı olmak önemlidir.
3.Mutasyonel Falcetto (Puberfoni)
Erkek çocuklarında çocukluk çağından erişkin çağa geçerken seslerinde değişimi yaşanır ve ses kalınlaşır. Ancak bu geçiş tamamlanamaz ise dengesiz, değişken, kestirilemeyen bir ses tonu ile konuşmaya ortaya çıkar. Çocuğun sesinde devamlı ya da arada olan bir incelme durumu oluşur. Bu duruma puberfoni veya mutasyonel falseto denir.
Puberfoni nedeninin tam olarak bilinmemektedir. Hormonal dengesizlikler, psikolojik faktörler ve sesin yanlış kullanımı gibi etkenlerin rol oynadığı düşünülmektedir.
Çocuğun gırtlak yapısında yada işleyişinde bir sorun yoktur. Çocuk ergenlikte hormonal değişimle ortaya çıkan kalın sesini garipser, bu sesten hoşlanmaz ve eski ince çocuk sesini değiştirmek istemez. Bu hastalar seslerini kontrol edemediğinden ortaya çıkan bu değişken ses genellikle çevrelerindeki insanlar tarafından yadırganır. Bu durum da kişinin sosyal aktivitelerini kısıtlamasına ve daha az konuşur hale gelmesine neden olur.
Puberfoni Belirtileri
- Ergenlik döneminde sesin normal şekilde kalınlaşmaması
- Tiz sesin devam etmesi
- Ses kısıklığı
- Nefesli ses
- Vokal yorgunluk
- Bağıramama
- Bazı hastalarda çift sesle konuşma (hem alçak hem de yüksek perdeden)
Puberfoni Tedavisi
Puberfoni tedavisinde genellikle konuşma terapisi ve psikolojik destek kullanılır. Bazı durumlarda hormon tedavisi de önerilebilir. Konuşma terapisti, sesin doğru şekilde kullanılmasını öğretmek için çeşitli egzersizler ve teknikler kullanır. Psikolog, puberfoninin neden olabileceği kaygı ve utanç gibi duygularla başa çıkmaya yardımcı olur.
Mutasyonel falseto, beraberinde bir psikiyatrik veya hormonal bozukluk olmadığı sürece sadece ses terapisi teknikleri kullanılarak tedavi edilebilen bir rahatsızlıktır. Nadir bireylerde tedavi yöntemi olarak cerrahi tercih edilebilir.
4.Ses Terapisi
Ses bozukluklarının tedavisinde kullanılan bir yöntem olup sesin doğru şekilde kullanılması öğretilerek kişinin ses bozukluklarına ilişkin semptomları hafifletilmeye çalışılır. Ses problemlerinin tamamında kullanılabilecek bir tedavi yöntemidir. Bazı ses rahatsızlıklarında tek tedavi yöntemi olarak kullanılır. Ancak bazı ses hastalıklarında ise tıbbi veya cerrahi tedavinin öncesi ve sonrasında destekleyici tedavi yöntemi olarak kullanılabilir.
Bu tedavi yöntemi son derece önemli ve kıymetli bir yaklaşım olmakla birlikte hiçbir ses patolojisi için spesifik bir ses terapisi yöntemi yoktur. Yani her hasta için seçilen ses terapisi yöntemi, yoğunluğu ve süresi, hastanın ihtiyaçlarına göre birbirinden farklıdır.
Ses Terapisi Hangi Durumlarda Kullanılır?
Ses terapisi, ses bozukluğu yaşayan herkese uygulanabilir. Ses terapisi en çok sesini aktif olarak kullanan şarkıcılar, oyuncular, öğretmenler, spikerler, telemarketing çalışanlarına; ses kısıklığı, ses yorgunluğu, ses çatallanması gibi ses bozukluğu yaşayan çocuklar; felç, Parkinson hastalığı, ALS gibi nörolojik hastalığı olan kişilerde ses bozukluğu görülebilir.
- Ses kısıklığı
- Ses yorgunluğu
- Sesin titreme veya çatlama
- Nefes darlığı
- Konuşurken veya yutarken boğaz ağrısı
- Disfoni, afoni, fonksiyonel disfoni, spasmodik disfoni, nörojenik disfoni, puberfoni, presbifoni gibi ses bozuklukları
- Ses tellerine cerrahi müdahale sonrası sesin düzeltilmesi için ses terapisi uygulanabilir.
Ses Terapisi Nasıl Yapılır?
Kulak burun boğaz hekimi hastanın ses bozukluğunun nedenini ve şiddetini değerlendirir ve buna göre bir tedavi planı hazırlar. Bu konuda özelleşmiş ise terapiyi kendisi uygular ancak bu hastalara genel olarak multidisipliner yaklaşım uygundur. Bu nedenle ses terapisi, dil ve konuşma terapisti tarafından uygulanır. Ses terapisi hafta bir gün 40-50 dakikalık seanslar halinde birebir olarak uygulanır. Terapi süresi hasta ve ses probleminin tipine göre değişmekle birlikte, ortalama 4-8 seansta oldukça yüksek başarı oranı ile tedavi edilirler. Ses terapisinin başarısında hastanın katılımı, motivasyonu, verilen ödev ve eksersizleri disiplinli bir şekilde uygulaması esastır. Ses terapisinde sıklıkla uygulanan yaklaşımlar ise;
- Ses hijyenine yönelik eğitim
- Ses tellerini güçlendirmeye ve esnekliği artırmaya yardımcı olan egzersizler
- Doğru nefes almanın ve kullanmanın öğretilmesi
- Konuşma teknikleri
- Hastanın sesinin kaydedilmesi ve dinletilmesi, geribildirim verilmesi
- Ses bozukluğunun neden olabileceği kaygı ve utanç gibi duygularla başa çıkmaya yardımcı olmak