SIK SORULAN SORULAR

1. Kategori

Bir bilginin, duygunun ve düşüncenin sözel iletişim kullanılarak ya da sözel olmayan iletişim ile ifade edilmesi yöntemine iletişim denir.

Dil, insanlar arasındaki en etkin iletişim yoludur. Bilgilerin iletilmesi amacı ile alışılmış bir düzen içinde sembollerin, seslerin ve jestlerin düzenlenmesine dil denir ve dil sözel veya yazılı olabilir.

Dil bir toplumun kültürünün, geleneklerinin, bilgi birikiminin bir sonraki kuşağa aktarılmasını sağlayan önemli bir araçtır. Dilin temel amacı aslında insanların birbirlerine mesajlarını aktarabilmesini sağlamak yani iletişimin sağlanmasıdır.

Dilin kullanılmasıdır. Dilin sembolik birimlerinin yerine geçen sesleri çıkarmak için kullanılan bir seri kas harekettir. Konuşma, iletişim kurabilmek için kullanılan köprülerden biridir.

Foniatri ses ve konuşma bozukluklarının tanı ve tedavisini inceleyen bilim dalıdır.

Normal ses kişinin ses kalitesinin, perdesinin ve şiddetinin benzer yaş, cinsiyet, kültürel geçmiş ve coğrafik yerleşimdeki bireylere göre benzer ve iletişimine uygun sestir. Sesin perde, şiddet ya da kalitesi gibi özelliklerinden biri ya da bir kaçı konuşanın ne söylediğinden daha fazla dikkat çekici ise ses bozukluğu olduğu düşünülür. Yapısal, fonksiyonel ya da her iki sebeple birden konuşucunun gırtlak mekanizmasının ses talebini karşılayamaması ses bozukluğunu akla getirmelidir. Ses bozuklukları dört ana grupta incelenir.

1. Ses kalitesi bozuklukları

2. Rezonans bozuklukları

3. Perde bozuklukları

4. Şiddet bozuklukları

Bir kişi diğerlerini anlamakta, düşüncelerini paylaşmakta güçlük çekiyorsa dil bozukluğu; eğer konuşma sesleri düzgün veya akıcı telaffuz edemiyorsa, konuşması akıcı değilse ya da sesiyle problemi, varsa konuşma bozukluğu vardır.

Ses hastalıkları akciğer, gırtlak, yutak, ağız boşluğu ve burun boşlukları gibi organların değişikliklerine bağlı tüm bozuklukları içerir. Ses, dil ve konuşma bozukluklarının başlıca nedenleri;

  • Konuşmayı sağlayan kas ve kemik yapılarındaki değişiklikler
  • Laringofaringeal reflü
  • Ses telinde nodul/polip kist, granülom
  • Reinke ödemi
  • Kas gerilimi disfonisi
  • Püberfoni
  • Ses teli felci
  • Larenjit
  • Farenjit
  • Gırtlak kanseri
  • Yarık damak ve dudak
  • Diş problemleri
  • Beyin ya da sinirlerde meydana gelen problemler
  • İşitme kaybı
  • Serebral palsi
  • Parkinson gibi nörolojik bozukluklar
  • Beyin hasarı
  • Mental retardasyon (zeka geriliği)
  • Otizm
  • Asperger
  • Down sendromu
  • Apert sendromu,
  • Velokardiyofasiyal sendrom

Ses kısıklığı her yaş grubunda görülebilir. Bütün insanlar hayatlarında mutlaka bir kaç kez ses kısıklığı yakınması yaşar. Ses kısıklığının izlenme süresi bir kaç dakika ya da saat sürebilirken tüm yaşam boyu kalıcı da olabilir.

Ses kısıklığı, sesteki anormal değişiklikleri ifade eder. Ses kısılması olduğunda ses fısıltılı, kaba, çatallı, zorlanmış olarak duyulabilir, sesin şiddetinde veya tonunda değişiklik olabilir.

Artikülasyon bozukluğu, kişinin konuşma seslerini yanlış veya eksik üretmesi anlamına gelmektedir. Sesler, akciğerlerden dışarıya doğru itilen havanın ses tellerini titreştirmesi ile oluşur (fonasyon).

Bu ham ses; sonra boğaz boşluğu, ağız boşluğu ve burun boşluğunda bir şekle girerek her insana özgü olan ses tonunu oluşturur (rezonans). Bu ses tonu sonra dil, çene, dişler, dudaklar, damak gibi yapıların hareketiyle şekillenerek konuşmada kullandığımız temel sesleri meydana getirir (artikülasyon). Ancak bu işlem sırasında artikülatör dediğimiz organlar yanlış pozisyonlara girerek artikülasyon bozukluğu oluşmasına neden olabilir.

Ses iletim sorunu olan kişi, sesleri, heceleri ya da kelimeleri yanlış üretir; dinleyenler ne söylendiğini anlayamaz. Dinleyenler kişinin ne söylediğini çözümlemek için aşırı çaba gösterirler. Artikülasyon bozukluğu bireyin sosyal, duygusal ya da iş hayatını etkileyecek boyutlara gelmişse çözümü konusunda bir uzman desteği alınması gerekir.

Artikülasyon bozukluğu, kişinin konuşma seslerini yanlış veya eksik üretmesi anlamına gelmektedir. Sesler, akciğerlerden dışarıya doğru itilen havanın ses tellerini titreştirmesi ile oluşur (fonasyon).

Bu ham ses; sonra boğaz boşluğu, ağız boşluğu ve burun boşluğunda bir şekle girerek her insana özgü olan ses tonunu oluşturur (rezonans). Bu ses tonu sonra dil, çene, dişler, dudaklar, damak gibi yapıların hareketiyle şekillenerek konuşmada kullandığımız temel sesleri meydana getirir (artikülasyon). Ancak bu işlem sırasında artikülatör dediğimiz organlar yanlış pozisyonlara girerek artikülasyon bozukluğu oluşmasına neden olabilir.

Ses iletim sorunu olan kişi, sesleri, heceleri ya da kelimeleri yanlış üretir; dinleyenler ne söylendiğini anlayamaz. Dinleyenler kişinin ne söylediğini çözümlemek için aşırı çaba gösterirler. Artikülasyon bozukluğu bireyin sosyal, duygusal ya da iş hayatını etkileyecek boyutlara gelmişse çözümü konusunda bir uzman desteği alınması gerekir.

Artikülasyon bozukluğu, kişinin konuşma seslerini yanlış veya eksik üretmesi anlamına gelmektedir. Sesler, akciğerlerden dışarıya doğru itilen havanın ses tellerini titreştirmesi ile oluşur (fonasyon).

Bu ham ses; sonra boğaz boşluğu, ağız boşluğu ve burun boşluğunda bir şekle girerek her insana özgü olan ses tonunu oluşturur (rezonans). Bu ses tonu sonra dil, çene, dişler, dudaklar, damak gibi yapıların hareketiyle şekillenerek konuşmada kullandığımız temel sesleri meydana getirir (artikülasyon). Ancak bu işlem sırasında artikülatör dediğimiz organlar yanlış pozisyonlara girerek artikülasyon bozukluğu oluşmasına neden olabilir.

Ses iletim sorunu olan kişi, sesleri, heceleri ya da kelimeleri yanlış üretir; dinleyenler ne söylendiğini anlayamaz. Dinleyenler kişinin ne söylediğini çözümlemek için aşırı çaba gösterirler. Artikülasyon bozukluğu bireyin sosyal, duygusal ya da iş hayatını etkileyecek boyutlara gelmişse çözümü konusunda bir uzman desteği alınması gerekir.

  1. Gün içerisinde yeterli su tüketimi Nem ses telleri için çok önemlidir.  Yeterince su tüketmediğimizde her organımız gibi ses tellerimiz de ihtiyacı olan nemi karşılayamaz. Ses telleri kuru olduğu zaman boğazdaki salgılar kalınlaşır, bu durumda boğaz temizleme ya da öksürme ihtiyacı yaratır. Gece boyunca ağzınızın kuruması, boğazınızda sıvı birikmesi gibi nedenlerden dolayı sabahları sesiniz çatallı çıkabilir. Bu nedenle güne bir bardak oda sıcaklığında su içerek başlayın.
  2. Sigara ve alkol kullanmayın. Sigara kullanımı, ses tellerindeki ses telleri ve etrafındaki kaygan tabakanın kurumasına neden olur. Bu doğal tabaka olmadan ses tellerinin kenarları şişer, nefes akışı vibrasyon yapmak çok zorlaşır ve nefesin kullanılamadan kaybına yol acar. Balgam artışına bağlı olarak ses tellerinin zarar görmesine neden olur. Sigara dumanı akciğerlere doğru yol alırken direk ses tellerinizin arasından geçer ve bu sigara dumanı içindeki kimyasal maddelere ve yüksek sıcaklığa maruz kalır. Sigara ses tellerinizin erken yaşlanmasına yol açar. Sigara ses tellerinde ödem, polip, nodül ve kanser başlangıcına kadar devam eden sonuçlar doğurabilir. Sigara dumanlı bir ortamda çalışıyorsanız sesinizi elinizden geldiğince korumak zorundasınız. Bunun için ortamda bulunduğunuz süre boyunca bol bol su içmek yapabileceklerinizin başında gelir.
  3. Boğaz temizlemekten ve öksürmekten kaçının. Boğaz temizlemek ve öksürmek ses tellerine zarar verebilir. Sürekli boğaz temizlemek ses tellerinizin çok sert bir şekilde birbirlerine çarpmalarına neden olacağından ses telleri için oldukça zararlıdır. Bunun yerine kuvvetlice yutkunabilir ya da ufak miktarlarda sıvı alabilirsiniz. Boğaz temizleme ihtiyacı hissedildiğinde tercih edilecek en iyi yöntem hızla burnunuzu çekip yutkunmaktır. Bu hareket ses telleri üzerinde biriken ve ses kalitenizi olumsuz etkileyen salgıların uzaklaşmasını sağlar.
  4. Gece uykunuzu tam alın. Uykusuzluk ve yorgunluk ses kalitenizi olumsuz etkileyecektir. Yorgun olduğunuzda nöromuskuler sistem düzgün biçimde çalışamaz. Bu şartlar altında da kaslarınıza aşırı yüklenme riski ortaya çıkar. Ve nefes akışı azalır.
  5. Sabah kalktığınızda bir süre konuşmayın çünkü ses telleriniz de sizinle birlikte uyuduğundan kendilerine gelmeleri için ortalama yarım saat gibi bir sürenin geçmesi gerekir.
  6. Mentollü/ naneli şeker, sakız, vb. tüketiminden kaçının. Bu tip tüketim maddeleri boğazınızın dolayısıyla ses tellerinizin kurumasına yol açar. Bazı yiyecekler örneğin süt, dondurma, çikolata, kahve, kuruyemiş gibi besinler boğazda tahriş, boğazı temizleme ihtiyacı ve salgılarda koyulaşma meydana getirir. Limon suyu salgıları incelttiği için yararlı olabilir.
  7. İçecekleri çok sıcakken ve de çok soğukken içmeyin. Sıcak içecekler kan damarlarını genişletir, çok soğuk içecekler ise kan damarlarını daraltır. İçtiğiniz içecekler ses tellerinize çok yakın bir yerden geçtiği için ses telleriniz çevresindeki damarlar bu durumdan etkilenir. Bu nedenle oda sıcaklığında içecekleri tercih edin.
  8. Uzun cümleler kurarak konuşmayın. Kısa cümleler ile konuşmak, nefes desteğini doğru kullanmanızı ve daha rahat konuşmanızı sağlar. Konuşma sırasında bir nefeste gerektiğinden fazla kelime söylemeye çalışmak zararlıdır. Konuşma sırasında cümleleri bölmeye, önemli kelimelerden önce duraklamaya, yazılı metinleri okurken virgüllerde yeni bir nefes almaya özen gösterin
  9. Yüksek ses ile konuşmaktan kaçının. Bağırmayın! Gürültülü bir ortam içerisinde bulunmak, başka bir odada bulunan birine seslenmek sesimizi daha yüksek tondan ve perdeden kullanmamıza neden olur. Bunun sonucunda ses telleri zarar görür. Topluluk önünde konuşacağınız zaman mikrofon kullanabilirsiniz. Başka bir odada bulunan birine sesleneceğiniz zaman ıslık ya da zil çalmak gibi ses tellerinizi kullanmayacağınız aktivitelerde bulunabilirsiniz.
  10. Sesinizi doğru tonda, kalınlaştırma ve inceltmeleri fazla yapmadan kullanın. Ne çok kalın, ne çok ince orta ses aralığında konuşun ve kendinizi buna alıştırın. Fısıldamak da ses telleri için zararlı olabilen bir konuşma şeklidir. Sesinizi korumak amacıyla fısıldayarak da konuşmayın.
  11. Uzun süre telefonda konuşmayın. Telefonda konuşurken karşı tarafa sesinizi duyurmak için yüksek ses ile konuşabilirsiniz. Yüksek ses ile konuşmanın ses tellerinize zarar verebileceğini unutmayın. Uzun sürelerle konuşmanız gerekiyorsa mutlaka aralarda ses molaları verin. Telefonda konuşurken baş boyun pozisyonunuza özen gösterin.
  12. Kuru, dumanlı ve tozlu ortamlarda bulunmaktan kaçının. Bu tip ortamlar boğazınızın kurumasına ve tahriş olmasına sebep olur. Sigara içilmeyen ortamları tercih edin. Klimalı ortamlardan uzak durun. Ortamı nemlendirmek için çeşitli noktalara su dolu kaplar yerleştirebilirsiniz. Tozlu ortamlarda bulunmanız gerekiyorsa maske takabilirsiniz.
  13. Yorulduğunuzu hissettiğiniz zaman sesinizi kullanmaktan kaçının. Sesinizi kullanmaya devam ettiğiniz zaman ses tellerinize zarar verebileceğinizi unutmayın. Sesinizi yoğun bir şekilde kullandıktan sonra mutlaka bir müddet dinlendirin.
  14. Mide ve/veya boğaz reflünüz ile ilgili olarak doktorunuzun verdiği önerilere mutlaka uyun ve reflü yapan yiyecek-içeceklerden kaçının.
  15. Sesinizle ilgili 15 günden daha uzun süre sorun yaşıyorsanız en yakın kulak burun boğaz doktoruna başvurun.
  16. Yanlış postür: Postür, vücudun ayakta ve dengeli bir biçimde simetrik olmasıdır. Yanlış duruş pozisyonu doğru nefes almanızı engelleyerek ses çıkartmak için ses tellerinizi daha fazla zorlamanıza neden olacaktır.
  17. Sesinizi kullanırken nefesinizi ayarlamayı öğrenin. Yeterli nefes almadan konuşmak, boyundaki ve ses tellerini kontrol eden kaslara ilave yük getirir ve sesin etkinliğini azaltır.
  18. Bazı ilaçlar boğazda kuruluk yaratarak seste bozulmalara yol açar bu nedenle mutlaka doktor kontrolünde ilaç almak gerekir. Grip ilaçları ve antibiyotik gibi bazı ilaçlar ses telleri üzerindeki salgıları azaltarak sesi olumsuz etkilerler. Zorunda olmadığınız sürece bu tip ilaçları kullanmamaya özen gösterin. Yüksek dozda “C” vitamini kullanımı da idrar söktürücü özelliğiyle aşırı su kaybına ve mukozada kuruluğa neden olabilir. 

Vokal Kord Nodülleri

Vokal kord nodülleri erişkin ve çocuklardaki en sık ses kısıklığı nedenidir. Sağlıklı ses telleri, düzgün yüzeyli, kapandıklarında serbest yüzeyleri karşılıklı gelerek tam bir kapanma sağlayan yapılardır. Nodüller en basit tabir ile ses tellerinin üzerindeki çıkıntılardır. Genellikle çift taraflı olur. Ancak  tek taraflı da olabilirler. Kötü huylu değillerdir. Çift taraflı simetrik nodüllere şarkıcı nodülü yada öpüşen nodül adı verilir.

Nodüller ses tellerinin birbirine en fazla temas eden ve titreşimin yoğunlaştığı noktalar olan 1/3 ön ve 2/3 arka bileşim noktasında bulunurlar.

Nodül sesin yanlış kullanımına bağlı oluşur. Bu nedenle aktif ses kullanımı olan şarkıcı, tiyatrocu, öğretmen, imam, çağrı merkezi çalışanlarında daha sıklıkla görülür. Kadınlarda erkeklere göre daha sıktır. Toplum içinde çok konuşan ve mesleklerini sesleriyle icra eden bireylerde görülme sıklığı diğer meslek gruplarına oranla oldukça fazladır. Genel Kulak Burun Boğaz uzmanlık dalının tüm hastalıklarının %1’ini oluşturmaktadır yani oldukça sık görülen bir klinik tablodur. Vokal kord nodülleri, çocukluk çağı ses bozukluklarının %40’ını oluşturmaktadır.

Genel olarak toparlarsak nodül sıklıkla genç kadın, çocuk ve profesyonel ses sanatçılarında görülür

Ses teli nodülü veya polibi oluşmasına neden olabilecek pek çok durum vardır bunlar;

Ses istismarı veya kötüye kullanılması, alerji, sigara/alkol/kafein, anksiyeteye bağlı aşırı kas gerginliği, vokal kord mukozasının kuvvetli vibrasyonu , sesin yanlış ve fazla kullanılması, sık çığlık atma, gürültülü ortamda konuşma, öksürme, aşırı boğaz temizleme, hipotiroidi, GÖRH, stres, kafein tüketimi, uzun süren enfeksiyonlar

Genel olarak toparlarsak nodül gelişiminde vokal suistimal ve laringeal kas suistimali birincil patolojidir vokal nodül bunların sonucunda gelişen ikincil patolojidir

Vokal suistimal bağırma, uzun süreli yüksek sesle, hızlı, gırtlağı kasarak zorlamalı ve farklı tonlarda konuşma olarak basitçe tanımlanabilir

Larenks kaslarının yanlış koordinasyonu, aşırı zorlamalı kasılması ve larenksin duruş seviyesinin değiştirilmesi gibi hatalı konuşma alışkanlıkları yanı sıra psikolojik sorunlar sonucunda larenks kaslarının zorlanması

Vokal kord nodüllerinin ilk semptomu ses kısıklığıdır. Ses kaba, çatallı veya hafif eforlu tarzdadır. Hastalarda konuşma ve ses için zorlama mevcuttur

  • Ses kısıklığı
  • Ses yetersizliği
  • “kaba” ses
  • “cızırtılı” ses
  • Sert, boğuk ses
  • Kulakta ağrı  
  • “boğaz içinde şişlik” hissi
  • Boyun ağrısı
  • Seste azalmış perde aralığı
  • Bazen ses ve vücut yorgunluğu
  • Larenks üzerinde gerginlik hissi
  • Çabuk yorulma

Profesyonel ses kullanıcılarında

  • Yüksek sesle şarkı söyleyememe
  • Solunum zorluğu
  • Fazla efor harcamak zorunda kalmak
  • Günden güne değişen ses kalitesi

Özetle ses pürüzlüdür, buğuludur, kısıktır, düşük şiddette fonasyon süresince şiddeti azalır ve yüksek tonlara çıkınca kırılır.

Aslında bu hastaların tanısında  ve tedavisinde en önemli aşama ayrıntılı hasta öyküsünün alınmasıdır

Ayrıntılı Anamnezde

  • Sigara/alkol kullanımı
  • Mesleği
  • Ses hijyeni konusundaki bilgisi
  • Kafein ve mentollü içecek tüketme alışkanlığı
  • Kimyasal iritanlara maruziyet
  • Geçirilmiş ASYE ve ÜSYE
  • Geçirilmiş operasyonlar
  • Kullanılan ilaçlar
  • Nörolojik hastalık, DM, hipotiroidi vb
  • LFR

Ayrıntılı öykü alınırken  hekimin hastanın sesini değerlendirmeside gerekir. Bunun için;

  • Perseptüel analiz

GRBAS

  • Görsel algısal muayene
  • Taktil algısal muayene

Bu aşamadan sonrada ayrıntılı muayene yapılmalıdır. Muayenede: ses telinin kamera ile muayenesi ile (indirek laringoskopi) tanı konulur. Fakat unutulmaması gereken özellikle nodülün başlangıç döneminin pek çok başka hastalığın (polip, kanser vb.) başlangıç dönemine benzemesi nedeniyle bu ilk muayene sonrası tekrarlayan muayeneler yapılması gerekliliğidir.

Fizik Muayene

  • Nazal havayolunun devamlılığı
  • Farengeal fonksiyonlar
  • Velofarengeal devamlılık

Endoskopik Muayene

  • Ses hastalıklarının tanısı
  • Tedavinin planlanması
  • Tedaviye cevabın değerlendirilmesi
  • Fonasyondaki hasta davranışının belirlenmesi
  • Medikolegal nedenler için kayıtlama
  • Hasta eğitimi

Endoskopik Muayene Bulguları

  • Tek taraflı nodüllerde karşı vokal kord serbest kenarında  kontakt lokalize kalınlaşma
  • Fonasyon sırasında glottik açıklık

Stroboskopik Muayene Bulguları

  • Fonasyon sırasında titreşim hareketlerinde azalma
  • Anormal larenks kas gerginliği
  • Posterior glottik aralıkta açıklık

Tedavi kişinin yaşına, mesleğine ve nodül oluşumuna neden olan faktörlere göre planlanmalıdır

Tedavi;

  • Medikal tedavi, LFR, ALERJİ STEROİD İNHALASYONU???
  • Cerrahi tedavi
  • Ses terapisi olarak üç başlıkta toplanabilir

Bugün için vokal kord nodüllerin  tedavisinde ilk seçenek  ses terapisi

Ses terapisi ile

  • Vokal volüm azaltılır
  • Kas tonusu değiştirilir
  • Sert glottal ataklar düzeltilir
  • Sesin yanlış kullanımı düzeltilir

Ses teli nodülünün tedavisi, kişinin nodülün oluşumuna sebep olan yanlış ses kullanımı alışkanlıklarını değiştirmeye yönelik ses terapisidir.

  • Ses istirahati
  • Sesin kötü kullanımına neden olan çevresel faktörlerin ortadan kaldırılması
  • Ses hijyenine yönelik yardımcı yöntemler
  • Hastaya sesin normal anatomi ve fizyolojisinin anlatılması
  • Hastanın ses hijyenine yönelik eğitimi
  • Hidrasyon
  • Sigara ve alkol
  • Boğaz temizleme ve öksürme
  • Gece uykusu
  • Mentollü sakız şeker
  • Çok sıcak ve çok soğuk içecekler
  • Kısa cümleler
  • Yüksek sesle konuşma/fısıltı
  • Sesi doğru tonda (kalınlaştırma/inceltme)
  • Uzun telefon konuşması
  • Kuru tozlu, dumanlı ortam
  • Yorulduğunu hissedince susma
  • Reflü yapan yiyecek ve içecekler
  • Yanlış postür
  • İlaçlar (C vitamini/diüreti)
  • Postural kontrol egzersizleri
  • Solunum egzersizleri
  • Relaksasyon egzersizleri
  • Rezonans egzersizleri
  • Fonasyon kontrolü
  • Ses çıkarma egzersizleri
  •  
  • Nadir vakalarda cerrahi tedavi uygulanır.

    • Terapi programına uyum sağlamakta zorlanan
    • Terapi ile gerilemeyen sert fibröz nodül
    • Postoperatif dönemde ses terapisi

Ameliyat öncesinde ve sonrasında verilen ses terapileri hastaların vokal travmasını düzeltir ve cerrahi sonrasında nüksleri önler.